Denizanalarının Beyni ve Kalbi Yoksa Nasıl Hayatta Kalıyorlar?

TAKİP ET

Denizlerde milyarlarcası bulunan, genellikle tehlikeli olarak bilinen denizanalarının birçok özelliği vardır. Ancak en dikkat çekici yönleri, beyin ve kalplerinin olmamasına rağmen hayatta kalabilmeleridir. Peki, bu nasıl mümkün?

Denizanalarının merkezi bir sinir sistemi yoktur. Bunun yerine, sinir hücreleri vücutlarının etrafına yayılmıştır. Bu sinir hücreleri, dokunma veya kimyasal değişiklikler gibi dış uyarıcılara hızlı bir şekilde tepki verir. Beyin yerine, sinir ağı sayesinde hareketlerini koordine ederler ve besinleri yakalarlar.

KALPSİZ HAYAT: DİFÜZYONUN GÜCÜ

Denizanalarının kalbi yoktur. Peki, nasıl hayatta kalıyorlar? Vücutlarının büyük bir kısmının suyla dolu olması bu sorunun cevabını verir. Denizanalarının vücudu yaklaşık yüzde 95 oranında sudan oluşur. Su, vücutlarının içindeki maddelerin difüzyon yoluyla taşınmasına olanak tanır. Böylece, besinler ve oksijen hücrelere rahatça ulaşırken atık maddeler de hücrelerden dışarı atılır. Bu basit ama etkili sistem, denizanalarının kalpsiz bir şekilde hayatta kalmasını sağlar.

BESLENME VE SAVUNMA MEKANİZMALARI

Denizanalarının hayatta kalma stratejileri arasında beslenme ve savunma mekanizmaları önemli bir yer tutar. Dokunaçlarında bulunan özel hücreler sayesinde avlarını yakalarlar. Bu hücreler, avlarına temas ettiğinde onları felç eden zehirli maddeler salgılar. Böylece avlarını kolayca yakalayıp tüketirler.

GÖRSEL KAMUFLAJ VE BİYOLUMİNESANS

Savunma mekanizmaları da oldukça etkilidir. Vücutlarındaki renkli desenler ve saydam yapıları sayesinde düşmanlarından saklanabilirler. Bazı denizanaları, avcılarını yanıltmak için biyolüminesans (ışık üretme) yeteneklerini de kullanır.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE HAREKET

Suyun içindeki akıntılarla sürüklenerek hareket eden denizanaları, basit yapıları sayesinde enerjilerini verimli bir şekilde kullanırlar. Bu da onların, beyin ve kalp olmadan bile hayatta kalmalarını sağlar.