Erdem Şenocak 12 Eylül ve Cezaevi Günlerini Kitaplaştırdı

TAKİP ET

Eski Ülkü Ocakları Hukuk Masası Başkanı Erdem Şenocak, 12 Eylül 1980 İhtilali öncesinde başından geçen olayları, cezaevinde gördüğü işkenceleri ve hatıralarını kitaplaştırdı.

Milliyetçi-Ülkücü Hareketin önder isimlerinden eski Ülkü Ocakları Hukuk Masası Başkanı Erdem Şenocak, 12 Eylül 1980 İhtilali öncesinde başından geçen olayları ve cezaevi sürecinde yaşadıklarını kitaplaştırdı.

Dönemin lider kadrosunda bulunan kişiler ile yaşadıklarını ve cezaevi hatıralarını "Yıldızların Sessizliği", "Şafağa Selam Duranlar", "Şafakla Gelen Mektuplar" ve "Anılar Varsa Yarınlar Var" adlı 4 tane kitaba taşıyan Şenocak, kitapları yazma kararında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önerisinin önemli rol oynadığını belirtti.

Şenocak, Bahçeli ile yaptığımız bir sohbette bana, "12 Eylül'le ilgili hatıralarını yazarak gençliğe ışık tut" demesi üzerine hatıralarını yazmaya karar verdim" dedi.

ÜLKÜCÜLER BENİ İSMEN BİLİR

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu döneminde Ülkücü Gençlik Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirdiğini ifade eden Erdem Şenocak, "1980 öncesi Anadolu'da cezaevlerine tutuklu veya davalık olan Ülkücüler beni şahsen tanımasa bile ismen mutlaka hepsi tanır. Cezaevleri nezdinde nakillerini yaptırmaya, hukuki savunmalar için avukat tutmaya Askeri Yargıtay aşamadaki davaları takip etmeye, adli tıp ve adli işlerimiz oluyordu arkadaşlarımız davalarıyla ilgili" diye konuştu.

Kitaplarını yazma amacının geçmişle geleceği buluşturmak olduğunu belirten Şenocak,  yaşadığı, gördüğü ve bildiği olayları ayrıntılarıyla anlatarak, geleceğin gençlerine ışık tuttuğunu söyledi. Şenocak, "Geçmişini bilmeyen, geleceğe güvenle bakamaz. Cezaevlerinde mahkuma gökyüzünü gösterirler ama mahkum sadece demir parmaklıkları görür" dedi. 

YAŞADIĞI İŞKENCELERİ ANLATTI

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında yaklaşık 6 yıl kadar cezaevinde yatan 78 kuşağı Ülkücülerinden Erdem Şenocak, dönemin işkenceci polislerinden Dürüst Oktay tarafından sorguya çekildiğini ifade etti.

Şenocak, "Mamak Askeri Cezaevi'ne gözlerim bağlı içeri girdim. Karşıda biri oturuyor kot pantolonlu. Dürüst Oktay olduğu belli. Oktay tekmil vererek, 'cezaevinden mahkumları kaçıran idamlık zanlıyı yakaladık' diyor. Bunlara diyor. Sıkıyönetim Komutanı olarak benden bildiğim her şeyi anlatmamı istedi. Konuş ve buradan elini kolunu sallayarak çık dedi" diye konuştu. 

DİŞLERİMİZE KADAR ELEKTRİK VERDİLER

İşkence sırasında ölmemesi için elektriğin vücudunun sağ tarafından verildiğini belirten Şenocak, "Yatırıyorlar bir taraftan copları ayaklarımıza vuruyorlar. Bir taraftan elektrik veriyorlar. Bir ucu sağ serçe parmağımıza bağlı bir ucu ayağımızın küçük parmağına bağlayarak elektrik veriyorlar. Bir müddet sonra serçe parmaktan çıkartıp vücudumuzda gezdiriyorlar. Ama cop sesleri ayağımızı gıdıklıyor. Yani hissetmiyoruz bile elektriğin acısından. Dişlerimize de elektrik veriyorlar. Beynimiz çok acıyordu" ifadelerini kullandı. 

ARKADAŞIM EZİYETE DAYANAMADI

İşkence gören arkadaşlarından Bekir Bağ'ın eziyete dayanamayarak hayatını kaybettiğini ve basına 'kendini astı' şeklinde yansıtıldığını hatırlatan Şenocak, "Beni öldürmek istiyorlardı. İşkenceden dolayı kan içinde hücreye geldiğim için ölseydim eğer 'intihar etti' süsü vereceklerdi. Ben o hücrelerde 5 yıl kaldım. Hiçbir tutsak kendini asamazdı" açıklamasında bulundu. 

SOLCU ARKADAŞLARA KENDİ YEMEĞİMİZİ VERDİK

Cezaevinde yatan solcuların ailelerinin de Ülkücü arkadaşlarının aileleri gibi fakirlik içinde olduğunu söyleyen Erdem Şenocak, "Bir gün solcular cezaevindeki işkencelerin sonra ermesi ve serbest olmak için ölüm orucuna gitmişlerdi. Cezaevi idaresi ölüm orucunu bıraksınlar diye işkence yapıyorlardı. Yemek ve su vermiyorlardı. Biz de Ülkücüler olarak karar almıştık. Eğer bu ölüm orucu başarılı olursa cezaevi idaresi rahatlayacaktı. Devrimci arkadaşlara kendi yemeklerimizi ve tatlılarımızı verdik. Güçlü durmalarını sağlıyorduk. Yıllar sonra şunu fark ettim. Bizler Muhsin başkanımızın ifadesi gibi 'eller silah değil kalem tutsaydı', bir araya gelebilseydik çok ortak yönlerimiz olacaktı. Vatan bütünlüğü ve milletin bekası açısından ortak hedeflerimiz olacaktı. O dönemin solcularının bölücüler gibi hiç düşüncesi yoktu" diye konuştu.

13 EKİM'DE SAMSUN'DA İMZA GÜNÜ OLACAK

Milliyetçi-Ülkücü Hareketin önder isimlerinden Erdem Şenocak, 12 Eylül 1980 İhtilali öncesinde yaşadıklarını ve cezaevi hatıralarını kitaplaştırdı. Şenocak, 13 Ekim Pazar günü saat 10.00-17.00 saatleri arasında İlkadım Belediyesi Acem Tekkesi'nde imza günü düzenleyecek. İmza gününde Erdem Şenocak'ın kitapları Hedef Halk Gazetesi abonelerine yüzde 25 indirimli satışa sunulacak.