Marina Projesi Yeniden Hortladı
Samsun Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Demir'in gündeme getirdiği tepki çeken yeni marina projesinde Çevre Bakanlığı'nın devreye girmesi vatandaşlar tarafından protesto edildi. Vatandaşlar, SBB Başkanı Halit Doğan'a projeyi durdurma çağrısı yaptı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi(SBB) eski Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın kente kazandırdığı Atakum Kurupelit Yat Limanı, SBB eski Başkanı Mustafa Demir tarafından yeniden projelendirilmiş ve dolgu yapılarak limanın hemen ön tarafına yeni yat limanı yapılması öngörülmüştü.
SBB eski Başkanı Mustafa Demir'in görev süresinin sona ermesinin ardından söz konusu proje Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın koordinesinde devam etti. Bakanlık yeni yat limanı için 1/5000'lik ile 1/1000'lik imar planlarını hazırladı, sessiz sedasız askıya çıkardı. Bakanlık 4 Haziran günüde ÇED sürecini başlattığı proje için halkın katılım toplantısı düzenleyecek. Kurupelit Yat Limanı'nın bir yaşam alanı olduğunu savunan mülk sahipleri, vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları, eylem yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.
'KIYILARDA EROZYON ÖNLENEMİYOR'
Kurupelit Yat Limanı ve Atakum'un sahillerini koruma amacıyla kısa süre önce kurulan Samsun Denizcilik ve Kıyı Koruma Derneği'nin Sözcüsü Nedim Ecevit, Kurupelit Yat Limanı'nın doldurulmasının Samsun'a ihanet, insanfsızlık olduğunu söyledi. Ecevit, " Dereköy Balıkçı Barınağı ile Samsun'un sahilinin büyüme yönü olan, batı kumsalı harap edilmiş, şimdi Marinayı doldurma projesiyle de doğu kıyısında kumsalının ölüm fermanı hazırlanmaktadır. Türkiye'nin en gözde sahillerinden birine sahip olan şehrimizin merkez denizlerine 2000-2018 yılları arasında müdahale gelmeye başlamış, dolgu sahaları ve bilim dışı yapılar ile sahillerimizin bir kısmı erozyona kurban edilmiştir "dedi.
5 YILLIK BETON DEVRİ
Ecevit, "Samsun'da 5 yıllık son dönem tamamen betonlaşma ve rant belediyeciliğinin öne çıkışı olmuştur. Bu dönemde, Büyükşehir Belediyesi aleyhine yüzün üzerinde dava açılmış ve davaların oldukça büyük kısmı belediye aleyhine sonuçlanmıştır.
Samsun Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Demir'in kentin dinamikleriyle çatışma, bilimsel çevrelere kulak tıkama, halkın taleplerini yok sayma alışkanlığından olsa gerek, kendi marifetiyle, proje hazırlatmıştır. 18.05.2022 tarihinde dile getirilen proje kapsamında 'Kurupelit Yat Limanı'nın mevcut alanlarının yıkılacağı, büyük bölümünün doldurularak daha kuzeyde yeni bir yat limanı yapılacağı' ifade edilerek kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Bilimsel ve akademik çevrelerce; bu projenin, tüm Atakum sahiline ve kumsalına büyük zarar vereceği, söylenmiştir. Oysa yerine basit ve çok daha ucuz bir şekilde mevcut yapının, küçük dokunuşlarla, düzeltilebileceği, böylece daha önce harcanan milyonlarca doların çöpe atılmasının önleneceği, Kurupelit Marina'yı doldurma kararının, Samsun'u ve Samsun'da yaşayan her kesimi olumsuz etkileyeceği defalarca dile getirilmiştir.
2872 Sayılı Çevre Kanunu 'd' maddesi: 'Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, STK ve vatandaşların çevre hakkını kullanacağı katılım ortamı yaratmakla yükümlüdür," demektedir. Bu proje Samsun halkına, meslek odalarına ve bilimsel çevrelere sorulmamıştır, kapı arkası planlamasıdır.
Oysa defalarca, 'Samsun için iyi olan, halk tarafından kabul görmüş ve bilimsel çevrelerce onaylanmış projelere ikna ve destek olmaya hazırız, dedik. Hal böyleyken, bu iyi bir proje ise neden alenen halka sorulmadı konuşulmadı da ihalesi açılıp sonuçlandıktan sonra, oldu bittiyle, biz yaptık oldu şeklinde sunuldu. Çünkü, halkın, bu projeyi kabul etmeyeceği biliniyordu.
Samsun halkı, Atakum ilçe halkı, bölge sakinleri, tekne sahipleri, esnaf ve ticari işletme sahipleri, yani konunun tüm paydaşları olarak üzüntü ve endişe duymaktayız "dedi.
'KURUPELİT YAT LİMANI'NA KIYMAYIN'
Kurupelit Yat Limanı'nın bir yaşam merkezi ve canlılar için ekolojik bir alan olduğuna vurgu yapan Samsun Denizcilik ve Kıyı Koruma Derneği'nin Sözcüsü Nedim Ecevit, "Körfez bölgesinden birikimleriyle ev sahibi olan yerleşik halk, yatırım yapmış olan bölgenin esnaf ve diğer işletmeleri, tekne sahipleri, hem geçim kaynaklarını, hem de burayı yerleşim yeri olarak seçim tercihlerini kaybetmiş olacaklardır. Ayrıca bu bölge yıllar içinde ekolojik alan haline gelmiştir. Burada su samurları, eşsiz kuş çeşitleri ve yasa ile korunan kum zambakları bulunmaktadır.
Dünyada, azalmakta oluşan ekolojik dengesi içinde geniş balık üreme alanları, 15 ayrı kuş çeşidi, nesli tükenmekte olan olan ekolojik alanlar, ülkelerin kırmızı çizgisi kabul edilmekteyken, böyle bir projeyi dayatmak aklı selim bir düşünce değildir. Yapılması öngörülen projede, mevcut yapının yıkılacağı ve 18 milyon dolar daha harcanıp dolgusu yapıldıktan sonra, yap- işlet- devret modeliyle çok uzun süreli kiraya verileceği belirtilmektedir. Burayı birilerine rant sağlaması için veriyoruz, burayı kullanmak isteyen halk, yüksek meblağlar ödeyerek, açıkça; 'halkın kullanımında olan bu alanı halkın elinden alıyoruz, sandalyesini kapıp geldiği alanı şirket izin verdiği kadar, deniz kıyısından faydalanabilecektir' demektir.
Daha önce harcanan 8 milyon dolar çöpe atılıp, üzerine 16 milyon dolar daha harcayarak belli bir şirkete ve kişilere hizmet veren bir alan yaratmak istenmektedir. Bunun, bedelini de esnaf, ekolojik alanın sığınmacıları ve tüm Samsun sahili ve halkı ödeyecektir. Dolgu sürecinde, yerleşik bir düzenin ve sosyal hayatın oturmuş olduğu, bu bölgenin tam bir şantiye haline gelecek olması, kamyonlarıyla, molozuyla, tozuyla, gürültüsüyle yaklaşık beş yıllık çekilmez bir süreç olacağı öngörülmektedir. Bu da yerleşik yaşam alanındaki halkın 5 yılının gasp edilmesi demektir. Tüm bu bölgedeki yerleşik halkın esnaf ve diğer işletmelerin, tekne sahiplerinin, hatta üniversite öğrencilerinin hayatını çekilmez kılacaktır.
Tüm bilimsel yaklaşımlar, raporlar ve kamu yararı dikkate alındığında; tüm çevreyi ve her kesimi olumsuz etkileyecek böyle bir projede, idare hukuku açısından kamu yararı olmayacağı açıktır. Kamu yararı olmayacağı gibi ciddi kamu zararı olduğu ortadadır. Bu şehrimize, ülkemize ihanet ve insafsızlıktır. Tasarlanan bu girişim, tasarruf tedbirleri ile düzelmesi gereken ekonomik dar boğazda, milyonlarca doların savurganlığı olacaktır. Oysa asrın depreminin yaralarını bile henüz saramamışken, bu proje halk için değil rant için keyfi bir dolgu projedir.
Biz Samsun halkı olarak, ülkenin en uzun sahillerinden birine sahip olan şehrimizde daha önce yapılan hatalı yapılaşmalar ile yok edilen sahil şeridimizden arta kalan kısmın da yok edilmesine, betonlaştırılmasına karşıyız. Şehrin yaşayanları olarak, denizle buluştuğumuz, nefes aldığımız, huzur bulduğumuz, sahil kenti olmanın keyfini yaşadığımız Atakum ve Körfez bölgesinin ekolojik, doğal ve dengeli yapısını bozacak, kıyıyı denizden uzaklaştıracak olan Kurupelit Marina'nın doldurulması girişiminin, şehre vereceği zararların bilincindeyiz.
Denizimizi, sahilimizi, işimizi, hizmet aldığımız işletmelerimizi, huzurumuzu, milyonlarca yılda oluşan doğal ortamımızı kaybetmek istemiyoruz. Kurupelit Marinanın doldurulması projesinden etkilenecek, çeşitli yaşam öbeklerinden oluşan, Samsun halkı ve bölge yaşayanları olarak; Kurupelit Marina'nın doldurulması projesinden, düşüncesinden vazgeçilmesini ve mevcut halin rehabilite edilmesini talep ediyoruz.
Buradan, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Halit Doğan'a seslenmek istiyoruz; Tarafınızı belli etmek zorundasınız. Karar vermelisiniz. Halkın yanında mısınız, rantın yanın damı? Eğer halkı önceliyorsanız, bu projenin durdurulması ve kaldırılması için Ulaştırma Bakanlığı'na, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı olarak projenin yanlış olduğunu anlatabilirsiniz. İlgili akademik odalar ve bilimsel çevreler ve çalışmalar hazır. Hukuki sürece gerek kalmadan, Meclisinize başkanlık ederek, önceki kararı iptal edilmesi yönünde karar çıkartabilirsiniz.
Samsun'a daha fazla kıyılmasın istiyoruz. Halk olarak, şehrimiz üzerinde hesabı olan çevrelere karşı, şehrimizi korumak için çok yoruluyoruz. Gerekirse çok daha yorulacağız "ifadelerini kullandı.