MÜSİAD: Büyümeyi lehimize çevirmeliyiz

TAKİP ET

MÜSİAD Başkanı Hasan Şengül, 2024 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin G20 ülkeleri içerisinde 1'inci sırada yer aldığı söyleyerek, "Fiyat istikrarı, kalıcı ve düşük enflasyon ve cari açığın sürdürülebilir bir şekilde azaltılmasında ciddi adımlar atarak, bu dönemi lehimize çevirmeliyiz" dedi

Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyüme başarısını sürdürdüğünü kaydeden Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Samsun Şube Başkanı Hasan Tahsin Şengül, "İklim değişikliği, salgın hastalıklar, finansal ve ekonomik şoklar ve savaşların gölgesinde geçen son 15 çeyrek boyunca aralıksız büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, pozitif büyüme patikasında önemli bir adımı daha geride bırakmıştır" dedi.

MÜSİAD Başkanı Şengül, "Türkiye'nin söz konusu büyüme oranıyla G20 ülkeleri içerisinde 1'inci sırada yer aldığı bu dönemde; öncü ekonomilerden Çin yüzde 5,3, ABD yüzde 2,9, Fransa ekonomisi yüzde 1,1, Avro Bölgesi yüzde 0,4 ve İngiltere ise yalnızca yüzde 0,2 büyürken, Almanya ve Japonya ekonomisi ise yüzde 0,2 küçülmüştür. Bu çerçevede milli ekonomimizin ilk çeyrekte yüzde 5,7 oranında büyümüş olması, takdiri hak eden bir gelişme olmuştur."

SEÇİMSİZ DÖNEM ÖNEMLİ FIRSAT

Başkan Hasan Şengül, "Daha önce de ifade ettiğimiz gibi önümüzdeki 4 senelik seçimsiz takvim, ekonomiye odaklanmak için oldukça önemli bir fırsattır. Fiyat istikrarının sağlanması, kalıcı ve düşük enflasyon, cari açığın sürdürülebilir bir şekilde azaltılması ve mali disiplin hedeflerimize yönelik adımlarımızı daha sağlam atmalı, OVP hedeflerine yönelik politikalar ve yasal düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirmeli; CDS primlerinin düşüşü ve ülke risk algılarının düzelmesiyle lehimize dönen konjonktürü çok iyi değerlendirmeliyiz.

MÜSİAD olarak, yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme oranlarının 2024 yılının geneli için çok büyük bir motivasyon kaynağı olacağına inanıyoruz. Küresel ölçekte sıkı finansal koşulların, zayıf ticari büyümenin ve iklim felaketleri ya da savaş gibi jeopolitik risklerin ön planda olduğu bir dönemde; Türkiye ekonomisinde üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme sürecinin devam edeceğine olan inancımızı yineliyoruz."