Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Yolu Festivali etkinliği, bu yıl 8-16 Haziran tarihleri arasında Samsun’da düzenleniyor.
Festival içeriğinde; sergi, gastronomi, konser, söyleşiler, tiyatro, atölye, opera ve bale gibi oldukça hoş, öğretici ve eğlenceli etkinlikler bulunuyor.
Buraya kadar her şey çok güzel, lakin ben işin bizi ilgilendiren kısmındayım; Samsun için hazırlanan afiş tasarımı kısmında…
Elbette Samsun’un genel hattında ya da ilçelerinde kendi yerlerini temsil edecek başka simgeleri vardır ama bütünüyle baktığımızda Samsun’umuzun tek ve en güzel simgesi; Onur Anıtı’dır!
Şimdi durup Samsun’un ve anıtın tarihini anlatmayacağım, hepimiz bu konuda bilgi sahibiyiz zaten, bu afişi tasarlayanlar da öyle olduğunu söylüyor ve hatta “Atatürk, kırmızı çizgimizdir.” diyor ama keşke sözleri ve hareketleri de eşleşmiş olsaydı.
Tasarımda Onur Anıtı yerine Tarihi Saat Kulesi’nin afişe eklenmesi uygun görülmüş. Ben tasarımı inceledim; Kültür Yolu’nun kendi etkinlik şemaları, saat kulesi gibi şekillendirilerek tamamlanılmak istenmiş lakin beni inanılmaz rahatsız eden Atatürk Anıtı’nın kıyılara, köşelere ufacık ve özensiz şekilde yerleştirilmesi de oldu.
Saat Kulesi de bizimdir elbette ama bu şehrin değişmez simgesini en başlara tutturmak ve aynı tasarımı anıtla bütünleştirerek tasarlamak yerine, üzerine bir de şehrin simgesinin-değerimizin özensizce yerleştirilmesini apaçık bir şekilde saygısızlık olarak yorumluyorum.
Yani; görseldeki tiyatro, mikrofon ve diğer semboller Onur Anıtı ile bütünleştirilerek gayet de güzel yapılabilirdi, bu mümkündü.
Ben bu yıl etkinliği olmuş olan diğer şehirlerin tasarımlarına da baktım.
Bursa’da Tophane Saat Kulesi ile tasarım yapılmış, Şanlıurfa’da Göbeklitepe, bundan sonraki kalan şehirlerde yapılacak olan tasarımları da inceleyeceğim elbette ama Samsun’un simgesi bu kadar bariz iken, Saat Kulesi simge kutularının içine yerleştirilebilecekken, böylesine bir tasarım yapılması tüm şehri rahatsız etti, bunu bilmelerini isterim…
Bu olay çok küçük gibi görülebilir, bazı kesimlerce “tepkiniz anlamsız” gibi de yorumlanabilir ama ben ülke genelindeki olaylar bütününe baktığımda, böyle küçük gibi görülen şeylerin aslında yavaş yavaş bütünü oluşturduğunu biliyorum. Ayrıntılarda gizli olanın hayatın kendisi olduğunu bilmek gibi…
Bir çok şeye alıştırılmak, yavaş yavaş tepkisizleşmek, ses çıkarmamak, görmezden gelmek bizi çok da hoş olmayan durumlar içine sokabilir.
Afiş tasarımının seneye düzeltileceği de söylenmiş.
Düşünüyorum da; bu sene, değerimizin böyle kıyıya köşeye sıkıştırılmasına ses çıkarmamış olsaydık seneye bizi nasıl bir görsel beklerdi…?