Dağınık mısınız, düzenli mi?
Kimisi dağınık yerde aradığını daha kolay bulduğunu iddia ederken, kimisi ise bu konunun konuşulmasına bile tahammül edemeyecek kadar düzenli olabiliyor.
Bana sorarsanız ben yarı yarıya böyleyim. Ortak alanların düzenli kalmasına özen gösterirken, kendime ait alanın biraz dağınık kalması gerektiğine inanıyorum. Tuhaftır ama dağınıklıkta zihnim daha aktif çalışıyor ve yaratıcı fikirlerle doluyor, düzende ise beynim “her şey olması gerektiği düzende, her şey yerli yerinde, benim extra bir şey yapmama gerek yok” şeklinde çalışıyor, tembelleşiyor ya da kendini dinlenme moduna alıyor diyebilirim.
Tüm bunları anlatma sebebim ise yaşam alanlarımızdaki düzenin, hayatımızı ciddi derecede etkilediğini gözlemleyişim…
Bazı televizyon programları oluyor ya çöp evlere gidiyorlar, temizliyorlar, gereksizleri atıyorlar ve sahiplerine tertipli düzenli bir yaşam alanı bırakıyorlar. Sonrasında aynı düzende devam ediliyor mu, yoksa bir süre sonra o evler sar başa mı oluyor bilinmez?
Yabancı bir kanalın yaptığı bu tarz bir düzen programında, düzenlenen evlerin sahipleri bir süre sonra aranıyor ve hayatlarının nasıl gittiği soruluyor. Alınan cevaplar ise inanılmaz!
Kimisi yapılan bu temizlikten sonra, uzun zamandır beklemede olduğu iş başvurusuna şirketten dönüş aldığını söylüyor, kimisi hayatının bir çok tıkalı alanının açıldığını, kimisi daha iyi bir bakış açısı edindiğini, sonuç olarak çoğunun hayatının düzene girmeye başladığını duyuyorlar.
Peki ben ne yapıyorum? Bu bilgiyi öğrenir öğrenmez dolap içlerine ve çekmecelere girişiyorum ve olabildiğince bir düzenleme yapıyorum.
Şaka gibi ama bu işlemi yaptıktan bir kaç gün sonra, uzun süredir cevap beklediğim bir işimin olumlu haberini alıyorum ve takılı kalan işimi hızlandırıyorum.
Tabi ki durur muyum?
Bunu arkadaşımla da paylaşıyorum. O da kendi yaşam alanında bazı düzenlemelerde bulunuyor ve bir süredir sürekli ertelediği bir işi o haftada bitiriyor. Çünkü zihin daha berrak oluyor, bu da hareketi getiriyor dolayısıyla da bereketi…
Sanki zihnimizde dağ olmuş bir çöplük var ve onu kaldırıp atıyoruz, tıkanıklık kalkıyor ve göremediğimiz önümüzü görüyoruz, kıyı bucak her yer aydınlanıyor ve insan kendini daha iyi hissediyor.
Şimdilerde biz bunu tatlı bir oyuna çevirdik arkadaşımla.
En basit, dağınık çalıştığımız masayı bile düzenleyip öyle işin başına geçiyoruz.
Evdeki fazlalık olan, kullanmadığımız giysileri ya da eşyaları ihtiyacı olanlara verip hem güzel bir şeye vesile olurken, hem de kendimize daha ferah alanlar açıyoruz.
Hem zihnen, hem mekan olarak.
Ve sonrası en keyiflisi; hiç aklımıza bile gelmeyen tıkalı konuların açılması, beklenen ve uzayan haberlerin gelmesi, uzayan sürelerin kısalması gibi olayları gözlemleyip fark ediyoruz. Sonrası mutluluk, sonrası şükür.