Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘normalleşme veya yumuşama’ adı altında yaptıkları görüşmelerin ve kamuoyu baskısının sonucu Erdoğan, Ankara’da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ülkücü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’i köşke davet etti, Özel Kalem Müdürü ve Adalet Bakanı eşliğinde 1,5 saat süren bir görüşme yaptı, Ayşe Ateş Köşk’ten memnun ayrıldı.
Artık Erdoğan ‘olanlar benim dışımda oldu, haberim olmadı’ diyemez; Ayşe Ateş’in inanılmaz mücadelesi sonucu millete mal olan bu cinayetin aydınlatılması, artık Erdoğan için de namus borcudur.
‘Fırat kenarında kaybolan koyundan kendini sorumlu tutan’ Hz Ömer gibi; artık yargılamanın güvenliğinden; soruşturma dosyalarından çıkarılan bilgi, belge, kayıtlardan, ifadelerden Erdoğan sorumlu olacaktır. Hz Ali ‘Devletin dini adalettir’ derken Nizamülmülk ‘İnançsız yaşanır, ancak adaletsiz yaşanmaz’ diyor. Birçok olumsuzlukta ‘Erdoğan’ın haberi olsa bunlar olmaz’ deniliyordu.
Özel’in Erdoğan’la yaptığı bu görüşmeler halkın nefes almasını sağlarken, halkın mesajını Erdoğan’a iletmekle dertlerine derman, derman olamadıklarına tercüman olduğu için, bu görüşmeler çok önemlidir.
Bu açıdan bakıldığında İYİ Parti Genel Başkanı Müsavvat Dervişoğlu’nun ‘Diyalog, yumuşama, normalleşme’ adında yapılan görüşmeleri ‘gerçek sorunların halı altına süpürülmesi oyunu’ olarak görmesi kısmen doğru olabilir, ancak tümden doğru değildir. Görüşmelerin sonucu alınmadan yapılan bu açıklama Erdoğan’dan daha çok, muhalefete muhalefet olarak değerlendirilecektir. Benzer değerlendirmeyi Bahçeli de yapmıştı.
Soruşturma savcılarının derleyip topladığı, teknik kayıt, belge ve ifadeler değiştirilerek hazırlanan iddianameyle faili meçhul değil meşhur şüphelilerin yargılanması değil; serbest bırakılması; olayın aydınlatılması değil; karartılmasını hedef alınmıştır.
Olayın üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmesine rağmen haklarındaki iddialara cevap vermeyen siyasiler 1,5 yıl sonra olayla ilgilerinin olmadığını söylüyorlar. ‘Eski dosyalara göre ilgimiz vardı ama şimdi yok’ demek değil de nedir bu olanlar?
Geri dönüşü olmayan bir yere gelen Erdoğan dosya üzerindeki perdenin kaldırılarak olayın aydınlatılmasını sağlamak zorundadır. Bu dava sadece Sinan-Ayşe Ateş’in değil başta Ülkücüler olmak üzere tüm Türk milletinin davasıdır. Örtbas edilebilme aşamasını çoktan geçmiştir.
28 Şubat Generalleri, Kobani sanıkları zamanında yargılanmadı veya yargılanamadı, ama yıllar sonra yargılanıp mahkum edildi. Ateş’in katlinde rol alarak Ülkü Ocakları ve Ülkücülüğü kirletenlerin mahkumiyeti geciktikçe vicdanlar kanayacak, bugün olmasa yarın caniler mahkum olacak. Bu ne kadar erken olursa adalet o kadar itibar kazanacak.
Ateşin katillerinin bugüne kadar mahkum edilememiş olması skandaldır.ne yani katilleri bulmak artık eşlerin işi mi oldu.Ateşin eşi ,ailesi,dostları ve ülkenin adalete inanan vatandaşları cinayet çözülene kadar her platformda KATİL BULUNSUN diye haykıracaklardır